English    Türkçe    فارسی   

1
305-314

  • Bu hissin sağlığı, vücut sağlamlığındandır, o hissin sağlığı vücudu harap etmektedir. 305
  • صحت این حس ز معموری تن ** صحت آن حس ز تخریب بدن‌‌
  • Can yolu, mutlaka cismi viran eder, onu yıktıktan sonra da yapar.
  • راه جان مر جسم را ویران کند ** بعد از آن ویرانی آبادان کند
  • Altın definesi için evi harap etmiştir; fakat o altın definesini elde ettikten sonra o evi daha mamur bir hale getirmiştir.
  • کرد ویران خانه بهر گنج زر ** وز همان گنجش کند معمورتر
  • Suyu kesmiş, suyun aktığı yolu temizlemiş, ondan sonra arka içilecek su akıtmıştır.
  • آب را ببرید و جو را پاک کرد ** بعد از آن در جو روان کرد آب خورد
  • Deriyi yarmış, termeni çıkarmış... Ondan sonra orada yepyeni bir deri bitmiştir.
  • پوست را بشکافت و پیکان را کشید ** پوست تازه بعد از آتش بردمید
  • Kaleyi yıkıp kâfirden almış, ondan sonra oraya yüzlerce burç ve hendek yapmıştır. 310
  • قلعه ویران کرد و از کافر ستد ** بعد از آن بر ساختش صد برج و سد
  • Hikmetinden sual edilmeyen Tanrı’nın işini kim anlayabilir, o işin hakikatine kim erişebilir? Bu söylediğim sözler, ancak anlatmak için söylenmiş zaruri sözlerdir.
  • کار بی‌‌چون را که کیفیت نهد ** این که گفتم هم ضرورت می‌‌دهد
  • Gâh böyle gösterir, gâh bunun aksini. Din işinin künhünü anlamaya imkân yoktur. Ona ancak hayran olunur.
  • گه چنین بنماید و گه ضد این ** جز که حیرانی نباشد کار دین‌‌
  • Fakat din işinde hayrete düşen, arkasını ona çevirmiş ondan haberi olmayan bir hayran değil, sevgiliye dalmış, onun yüzünden sarhoş olmuş, kendisinden geçmiş bir hayrandır.
  • نی چنان حیران که پشتش سوی اوست ** بل چنین حیران و غرق و مست دوست‌‌
  • Birisinin yüzü sevgiliye karşıdır, öbürünün yüzü yine kendisine doğru.
  • آن یکی را روی او شد سوی دوست ** و آن یکی را روی او خود روی دوست‌‌