- Hamı, ayrılık ateşinden başka ne pişirebilir, nifaktan ne kurtarabilir? “ dedi .
- خام را جز آتش هجر و فراق ** کی پزد کی وا رهاند از نفاق
- Adamcağız gitti, tam bir yıl dostunun ayrılığıyla yanıp yakıldı.
- رفت آن مسکین و سالی در سفر ** در فراق دوست سوزید از شرر
- Yanıp pişerek tekrar döndü, geldi. Dostunun evinin etrafında dolaşmaya başladı. 3060
- پخته گشت آن سوخته پس باز گشت ** باز گرد خانهی همباز گشت
- Kapıya varıp ağzından edepten dışarı bir söz çıkmasın diye yüzlerce korku ile edepli edepli halkayı çaldı.
- حلقه زد بر در به صد ترس و ادب ** تا بنجهد بیادب لفظی ز لب
- Sevgilisi “Kim o?” deyince “Gönlümü alan sevgili sensin” diye cevap verdi.
- بانگ زد یارش که بر در کیست آن ** گفت بر درهم تویی ای دلستان
- Sevgili “ Mademki bensin, ey ben, gel içeri gir! Ev dar, iki kişi sığmıyor dedi.
- گفت اکنون چون منی ای من در آ ** نیست گنجایی دو من را در سرا
- İğneye geçirilecek iplik iki ayrı iplik olursa geçmez. Mademki birsin, bu iğneden geç!
- نیست سوزن را سر رشته دو تا ** چون که یکتایی درین سوزن در آ
- İpliğin iğne ile münasebeti vardır, geçer. Fakat deve, iğne yordamından geçmez ki. 3065
- رشته را با سوزن آمد ارتباط ** نیست در خور با جمل سم الخیاط
- Devenin vücudu riyazat ve ibadet maksadından başka bir şeyle incelir mi?
- کی شود باریک هستی جمل ** جز به مقراض ریاضات و عمل
- Bu işe Tanrı eli kudreti gerektir. Çünkü Tanrı, her hayali, bir iradesiyle var eder.
- دست حق باید مر آن را ای فلان ** کاو بود بر هر محالی کن فکان