- Ey tilki, sen baştanbaşa bizim oldun, seni nasıl incitebilirim? Mademki sen, biz oldun;
- روبها چون جملگی ما را شدی ** چونت آزاریم چون تو ما شدی
- Biz de seniniz, bütün avlar da. Ayağını yedinci kat göğün üstüne bas, yüksel.
- ما ترا و جمله اشکاران ترا ** پای بر گردون هفتم نه بر آ
- Alçak kurttan ibret aldığın için artık sen, tilki değilsin, benim aslanımsın” dedi.
- چون گرفتی عبرت از گرگ دنی ** پس تو روبه نیستی شیر منی
- Akıllı o kişidir ki çekinilen belâda dostların ölümünden ibret alır.
- عاقل آن باشد که عبرت گیرد از ** مرگ یاران در بلای محترز
- O zaman tilki “ Aslan, bana bunu kurttan sonra teklif etti” diye yüzlerce şükürde bulundu. 3115
- روبه آن دم بر زبان صد شکر راند ** که مرا شیر از پی آن گرگ خواند
- “ Eğer önce bana, bunu pay et, diye teklif etseydi, ondan canımı kurtarmama imkân mı vardı? “ diye şükürler etti.
- گر مرا اول بفرمودی که تو ** بخش کن این را که بردی جان از او
- Şu halde bizden de Tanrı’ya şükürler olsun ki, bizi ancak helâk olanlardan sonra dünyaya getirdi.
- پس سپاس او را که ما را در جهان ** کرد پیدا از پس پیشینیان
- Bu suretle Hakk’ın, geçmiş zamanlarda gelip geçen kavimleri nasıl helâk ettiğini duyduk.
- تا شنیدیم آن سیاستهای حق ** بر قرون ماضیه اندر سبق
- Nihayet, o önce gelip geçen kurtların halini duyup da tilki gibi kendimizi koruyabiliriz.
- تا که ما از حال آن گرگان پیش ** همچو روبه پاس خود داریم بیش
- İşte Tanrı’nın o Hak Peygamberi, o sözü doğru peygamber, bize bu yüzden “Acınmış ümmet” adını taktı. 3120
- امت مرحومه زین رو خواندمان ** آن رسول حق و صادق در بیان