- “ Eğer önce bana, bunu pay et, diye teklif etseydi, ondan canımı kurtarmama imkân mı vardı? “ diye şükürler etti.
- گر مرا اول بفرمودی که تو ** بخش کن این را که بردی جان از او
- Şu halde bizden de Tanrı’ya şükürler olsun ki, bizi ancak helâk olanlardan sonra dünyaya getirdi.
- پس سپاس او را که ما را در جهان ** کرد پیدا از پس پیشینیان
- Bu suretle Hakk’ın, geçmiş zamanlarda gelip geçen kavimleri nasıl helâk ettiğini duyduk.
- تا شنیدیم آن سیاستهای حق ** بر قرون ماضیه اندر سبق
- Nihayet, o önce gelip geçen kurtların halini duyup da tilki gibi kendimizi koruyabiliriz.
- تا که ما از حال آن گرگان پیش ** همچو روبه پاس خود داریم بیش
- İşte Tanrı’nın o Hak Peygamberi, o sözü doğru peygamber, bize bu yüzden “Acınmış ümmet” adını taktı. 3120
- امت مرحومه زین رو خواندمان ** آن رسول حق و صادق در بیان
- Ey ulular, o kurtların kemiklerini, tüylerini apaçık görün de bu halden ibret alın!
- استخوان و پشم آن گرگان عیان ** بنگرید و پند گیرید ای مهان
- Akıllı, bu varlığı, bu kibir ve gururu terkeder; çünkü Firavun’un halini hatıra getirir.
- عاقل از سر بنهد این هستی و باد ** چون شنید انجام فرعونان و عاد
- Eğer ululanmayı bırakmaz, ibret almazsa onun azgınlığından başkaları ibret alır!
- ور بننهد دیگران از حال او ** عبرتی گیرند از اضلال او
- Nuh’un kavmini, “Benimle uğraşmayın. Çünkü ben, Tanrı’nın hicabıyım. Ey ziyankâr merdutlar, hakikatte Tanrı ile uğraşıyorsunuz” diye tehdit etmesi
- تهدید کردن نوح علیه السلام مر قوم را که با من مپیچید که من رو پوشم در میان پس به حقیقت با خدای میپیچید ای مخذولان
- Nuh “Ey serkeşler! Ben, ben değilim. Ben, canımdan öldüm, varlığımı terk ettim. Tanrı ile diriyim.
- گفت نوح ای سرکشان من من نیام ** من ز جان مرده به جانان میزیام
- İnsanlık duygularımı değiştirdiğim için Tanrı bana duyuş, anlayış, görüş oldu. 3125
- چون بمردم از حواس بو البشر ** حق مرا شد سمع و ادراک و بصر