- Bir vücutta yüz binlerce aslan vardı. O, ateş gibiydi, âlemse bir harman. 3130
- صد هزاران شیر بود او در تنی ** او چو آتش بود و عالم خرمنی
- Harman, onun onda bir hakkını gözetmeyince o da harmana böyle bir şûleyi saldı, yakıp kül etti.
- چون که خرمن پاس عشر او نداشت ** او چنان شعله بر آن خرمن گماشت
- Kim, bu gizli aslanın önünde kurt gibi ağız açıp edepten dışarı konursa,
- هر که او در پیش این شیر نهان ** بیادب چون گرگ بگشاید دهان
- Aslan, kurdu nasıl paraladıysa onu da paralar, ona nasıl “ Fentekamna” âyetini okuduysa buna da okur.
- همچو گرگ آن شیر بردراندش ** فانتقمنا منهم بر خواندش
- Aslandan pençeyi yer. Aslanın önünde yiğitlik satanın aklı yoktur.
- زخم یابد همچو گرگ از دست شیر ** پیش شیر ابله بود کاو شد دلیر
- Keşke o yara yalnız vücuda gelseydi de gönül ve iman selâmette kalsaydı... 3135
- کاشکی آن زخم بر تن آمدی ** تا بدی کایمان و دل سالم بدی
- Söz buraya gelince kuvvetim kesildi. Bu sırrı nasıl açayım?
- قوتم بگسست چون اینجا رسید ** چون توانم کرد این سر را پدید
- O tilki gibi siz de boğazınızı az düşünün, onun huzurunda hileye az sapın.
- همچو آن روبه کم اشکم کنید ** پیش او روباه بازی کم کنید
- Huzurunda bütün bizi, beni terk edin... Mülk, onun mülküdür; mülkü ona teslim edin.
- جمله ما و من به پیش او نهید ** ملک ملک اوست ملک او را دهید
- Doğru yola yoksulca gelirseniz aslan da sizindir, aslanın avladığı av da sizin.
- چون فقیر آیید اندر راه راست ** شیر و صید شیر خود آن شماست