- Aslandan pençeyi yer. Aslanın önünde yiğitlik satanın aklı yoktur.
 
		    - زخم یابد همچو گرگ از دست شیر ** پیش شیر ابله بود کاو شد دلیر
 
		  
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
                 
	         
	         
	         
	         
	         
		 
		 
		    
		    - Keşke o yara yalnız vücuda gelseydi de gönül ve iman selâmette kalsaydı...   3135
 
		    - کاشکی آن زخم بر تن آمدی ** تا بدی کایمان و دل سالم بدی
 
		  
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		 
		 
		    
		    - Söz buraya gelince kuvvetim kesildi. Bu sırrı nasıl açayım?
 
		    - قوتم بگسست چون اینجا رسید ** چون توانم کرد این سر را پدید
 
		  
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		 
		 
		    
		    - O tilki gibi siz de boğazınızı az düşünün, onun huzurunda hileye az sapın.
 
		    - همچو آن روبه کم اشکم کنید ** پیش او روباه بازی کم کنید
 
		  
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		 
		 
		    
		    - Huzurunda bütün bizi, beni terk edin... Mülk, onun mülküdür; mülkü ona teslim edin.
 
		    - جمله ما و من به پیش او نهید ** ملک ملک اوست ملک او را دهید
 
		  
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		 
		 
		    
		    - Doğru yola yoksulca gelirseniz aslan da sizindir, aslanın avladığı av da sizin.
 
		    - چون فقیر آیید اندر راه راست ** شیر و صید شیر خود آن شماست
 
		  
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
                 
	         
	         
	         
	         
	         
		 
		 
		    
		    - Çünkü o, paktır; Sübhan, onun vasfıdır. O, batınî şeylerden de müstağnidir, zâhiri şeylerden de.   3140
 
		    - ز آنکه او پاک است و سبحان وصف اوست ** بینیاز است او ز نغز و مغز و پوست
 
		  
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		 
		 
		    
		    - Ondaki her türlü av, her çeşit ikram ve ihsan o padişahın kulları içindir.
 
		    - هر شکار و هر کراماتی که هست ** از برای بندگان آن شه است
 
		  
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		 
		 
		    
		    - Padişahın hiçbir şeye tamahı yoktur, O, bütün bu devleti halk için düzüp koşmuştur; ne mutlu anlayana!
 
		    - نیست شه را طمع بهر خلق ساخت ** این همه دولت خنک آن کاو شناخت
 
		  
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		 
		 
		    
		    - Dünyanın ve ahiretin devletleri; devleti, dünyayı ve ahireti yaratan kişinin ne işine yarar?
 
		    - آن که دولت آفرید و دو سرا ** ملک دولتها چه کار آید و را