- Ulu Tanrı bile mahşer günü, halka “ Kıyamet günü için armağanın nerede;
- حق تعالی خلق را گوید به حشر ** ارمغان کو از برای روز نشر
- Bize yapayalnız, azıksız, âdeta sizi yarattığımız gibi geldiniz.
- جئتمونا و فرادی بینوا ** هم بدان سان که خلقناکم کذا
- Kendinize gelin! Kıyamet günü için ne hediyeniz var, ne getirdiniz?
- هین چه آوردید دست آویز را ** ارمغانی روز رستاخیز را
- Yoksa tekrar dönüp geleceğinizi ummuyor muydunuz, size bugünün vâdesi bâtıl mı göründü ki? der. 3175
- یا امید باز گشتنتان نبود ** وعدهی امروز باطلتان نمود
- Ona konuk olacağımızı inkâr ediyorsan bu mutfaktan ancak toprak ve kül alabilirsin.
- وعدهی مهمانیاش را منکری ** پس ز مطبخ خاک و خاکستر بری
- İnkâr etmiyorsan niçin böyle elin boş. O sevgilinin kapısına böyle nasıl ayak atacaksın?
- ور نهای منکر چنین دست تهی ** در در آن دوست چون پا مینهی
- Yemeyi, uyumayı biraz azalt da onunla görüşmek için bir armağan götür.
- اندکی صرفه بکن از خواب و خور ** ارمغان بهر ملاقاتش ببر
- Geceleri az uyuyanlardan seher çağlarında istiğfar edenlerden ol.
- شو قلیل النوم مما یهجعون ** باش در اسحار از یستغفرون
- Sen de rahimdeki çocuk gibi az oyna da sana da nurları gören duygular bağışlasınlar. 3180
- اندکی جنبش بکن همچون جنین ** تا ببخشندت حواس نور بین
- Rahim gibi olan dünyadan çıkınca yeryüzünden daha geniş bir sahaya dalacaksın.
- وز جهان چون رحم بیرون روی ** از زمین در عرصهی واسع شوی