- Gözümün nuru, sana ayna getirdim, ona bakıp yüzünü gördükçe beni hatırlarsın” dedi.
- آینه آوردمت ای روشنی ** تا چو بینی روی خود یادم کنی
- Koynundan aynayı çıkarıp sundu. Güzeller, aynayla meşgul olurlar. 3200
- آینه بیرون کشید او از بغل ** خوب را آیینه باشد مشتغل
- Varlığın aynası nedir? Yokluk. Ahmak değilsen yokluğu ihtiyar et.
- آینهی هستی چه باشد نیستی ** نیستی بر گر تو ابله نیستی
- Varlık, yoklukta görünebilir. Zenginler, yoksula cömertlik edebilirler.
- هستی اندر نیستی بتوان نمود ** مال داران بر فقیر آرند جود
- Ekmeğin saf aynası açtır; kav da çakmak taşının aynasıdır.
- آینهی صافی نان خود گرسنه ست ** سوخته هم آینهی آتش زنه ست
- Bir yerde yokluk ve noksan oldu mu...bu, bütün sanatların güzelliğine aynadır.
- نیستی و نقص هر جایی که خاست ** آینهی خوبی جملهی پیشههاست
- Elbise biçilmiş, dikilmiş olursa terzinin mahareti görünebilir mi? 3205
- چون که جامه چست و دوزیده بود ** مظهر فرهنگ درزی چون شود
- Budaklar yontulmamış olmalı ki marangoz onu yontsun, rendelesin... Ondan asla, yahut fer’e ait bir şey yapsın.
- ناتراشیده همیباید جذوع ** تا دروگر اصل سازد یا فروع
- Usta kırıkçı nerede ayağı kırılmış varsa oraya gider.
- خواجهی اشکسته بند آن جا رود ** که در آن جا پای اشکسته بود
- Hasta ve arık kişi olmazsa tıp sanatının güzelliği nasıl görünür?
- کی شود چون نیست رنجور نزار ** آن جمال صنعت طب آشکار