- Varlık, yoklukta görünebilir. Zenginler, yoksula cömertlik edebilirler.
- هستی اندر نیستی بتوان نمود ** مال داران بر فقیر آرند جود
- Ekmeğin saf aynası açtır; kav da çakmak taşının aynasıdır.
- آینهی صافی نان خود گرسنه ست ** سوخته هم آینهی آتش زنه ست
- Bir yerde yokluk ve noksan oldu mu...bu, bütün sanatların güzelliğine aynadır.
- نیستی و نقص هر جایی که خاست ** آینهی خوبی جملهی پیشههاست
- Elbise biçilmiş, dikilmiş olursa terzinin mahareti görünebilir mi? 3205
- چون که جامه چست و دوزیده بود ** مظهر فرهنگ درزی چون شود
- Budaklar yontulmamış olmalı ki marangoz onu yontsun, rendelesin... Ondan asla, yahut fer’e ait bir şey yapsın.
- ناتراشیده همیباید جذوع ** تا دروگر اصل سازد یا فروع
- Usta kırıkçı nerede ayağı kırılmış varsa oraya gider.
- خواجهی اشکسته بند آن جا رود ** که در آن جا پای اشکسته بود
- Hasta ve arık kişi olmazsa tıp sanatının güzelliği nasıl görünür?
- کی شود چون نیست رنجور نزار ** آن جمال صنعت طب آشکار
- Ey ulu kişi! Bakırların bayalığı, aşağılığı olmasa kimya nasıl olur da zuhur eder?
- خواری و دونی مسها بر ملا ** گر نباشد کی نماید کیمیا
- Noksanlar, kemal vasfının aynasıdır. O horluk, yücelik ve ululuğa aynadır. 3210
- نقصها آیینهی وصف کمال ** و آن حقارت آینهی عز و جلال
- Çünkü yakinen zıt, zıddı gösterir. Ondan dolayı bal, sirke ile görünür, (sirkengebin olur)
- ز آن که ضد را ضد کند پیدا یقین ** ز آن که با سرکه پدید است انگبین