English    Türkçe    فارسی   

1
3239-3248

  • Ah ediyordu, fakat ah etmesi faydasız. Kılıç gelmiş, kelleyi uçurmuştu.
  • Tanrı, namusu, ar ve hayayı yüz batman ağırlığında bir demir yapmıştır. Nice kişiler, görünmez bağlarla bağlanıp kalmıştır! 3240
  • Kibir ve kâfirlik, o yolu, o kadar bağlamıştır ki kibir ve küfür sahibi, açıkça ah edemez bile!
  • Tanrı “Onların boyunlarına zincirler vurduk, başlarını yukarı kaldırmışlardır, indiremezler “ dedi. Bu zincirler, bizden dışarıda değil.
  • “Önlerine, artlarına mânialar koyduk, gözlerini perdeleyip örttük” buyurdu. Fakat bu hale uğrayan, önündeki, ardındaki mâniaya görmez.
  • O dikilen mânianın çetinliği görünmez. Çünkü o kişi, kaza ve kaderin tesiriyle kurulduğunu bilmez.
  • Senin sevgilin, asıl sevgilinin yüzünü örtmekte...mürşidin, asıl mürşidin, sözünü dinlemene mâni olmaktadır. 3245
  • Nice kâfirler vardır ki din sevdasındadırlar. Fakat namus, kibir, şu bu; onların mâniaları, halleridir.
  • Bu, gizli bir bağdır ama demirden beter. Demir bağı, ancak balta kırar...
  • Demir bağı kırmak, kaldırmak ne de olsa yine mümkündür. Fakat gayptan bağlanan bağa kimse çare bulamaz.