- Demir bağı kırmak, kaldırmak ne de olsa yine mümkündür. Fakat gayptan bağlanan bağa kimse çare bulamaz.
- بند آهن را توان کردن جدا ** بند غیبی را نداند کس دوا
- Bir adamı arı sokarsa tabiatı, derhal o kötülüğü gidermek için uğraşmaya başlar.
- مرد را زنبور اگر نیشی زند ** طبع او آن لحظه بر دفعی تند
- Bu da arı sokmasıdır ama kendi varlığından, senden meydana gelmedir. Böyle olunca da gam kuvvetlenir, illet bir türlü geçmez. 3250
- زخم نیش اما چو از هستی تست ** غم قوی باشد نگردد درد سست
- İçimden bunu açmak, iyice anlatmak geliyor ama ümitsizlik verir diye korkuyorum.
- شرح این از سینه بیرون میجهد ** لیک میترسم که نومیدی دهد
- Hayır , ümitsizlenme, sevin o feryada erişen Tanrı’ya feryat et!
- نی مشو نومید و خود را شاد کن ** پیش آن فریادرس فریاد کن
- Ey affetmeyi seven Tanrı, bizi affet! Ey eskimiş nasır illetinin bile hekimi, bizi bağışla!
- کای محب عفو از ما عفو کن ** ای طبیب رنج ناسور کهن
- Hikmetin gönlüne aksetmesi o kötüyü yoldan çıkardı. Sen de kendini görme ki bu görüş senden toz kaldırmasın.
- عکس حکمت آن شقی را یاوه کرد ** خود مبین تا بر نیارد از تو گرد
- Kardeş sana akıp duran hikmet “ Tanrı Abdâli’ndendir, sana âriyettir. 3255
- ای برادر بر تو حکمت جاریه ست ** آن ز ابدال است و بر تو عاریه ست
- O kendisinde bir nur bulmuştur ama o nur, padişahların eşiğinden vurmuştur.
- گر چه در خود خانه نوری یافته ست ** آن ز همسایهی منور تافته ست
- Şükret, mağrur olma, ululanma, kulak as ve hiç kendini görme.
- شکر کن غره مشو بینی مکن ** گوش دار و هیچ خود بینی مکن