- Naz ve istiğnası yönünden Âdemle savaştı, kuşluk vakti kokmaya başlayan pislik gibi rüsvay oldu.
- پنجه زد با آدم از نازی که داشت ** گشت رسوا همچو سرگین وقت چاشت
- Temsil yoluyla Bâûr’un hikâyesi
- دعا کردن بلعم باعور که موسی و قومش را از این شهر که حصار دادهاند بیمراد باز گردان
- Dünya halkı, Bâûr oğlu Bel’am’a zamanın İsa’sına mağlûp oldukları gibi mağlûp ve zebun olmuştu.
- بلعم باعور را خلق جهان ** سغبه شد مانند عیسای زمان
- Ondan başka kimseye secde etmezlerdi. Afsunu, hastalara şifa verirdi.
- سجده ناوردند کس را دون او ** صحت رنجور بود افسون او
- Kendisini beğendiği, ulu gördüğü için Musa ile savaştı. Sonra hali, duyduğun gibi oldu. 3300
- پنجه زد با موسی از کبر و کمال ** آن چنان شد که شنیده ستی تو حال
- Dünyada yüz binlerce İblis ve Bel’am vardır ki gizli, açık hep bu hale düşmüşlerdir.
- صد هزار ابلیس و بلعم در جهان ** همچنین بوده ست پیدا و نهان
- Tanrı, diğerlerine misal olsun diye bu ikisini meşhur etti;
- این دو را مشهور گردانید اله ** تا که باشد این دو بر باقی گواه
- Bu iki hırsızı darağacına çekti, yükseltti. Yoksa kahrına uğramış daha nice hırsız var!
- این دو دزد آویخت از دار بلند ** ور نه اندر قهر بس دزدان بدند
- Bu ikisini aşikâre kahredip şöhretlendirdi; yoksa onun kahrıyla ölenler sayılamayacak kadar çok!
- این دو را پرچم به سوی شهر برد ** کشتگان قهر را نتوان شمرد
- Nazeninsin, nazlısın, ama haddince Allah aşkına olsun haddini aşma! 3305
- نازنینی تو ولی در حد خویش ** الله الله پا منه از حد خویش
- Eğer kendinden daha nazenin birisine çatarsan seni yerin yedi kat dibine sokar.
- گر زنی بر نازنین تر از خودت ** در تگ هفتم زمین زیر آردت