English    Türkçe    فارسی   

1
3299-3308

  • Ondan başka kimseye secde etmezlerdi. Afsunu, hastalara şifa verirdi.
  • سجده ناوردند کس را دون او ** صحت رنجور بود افسون او
  • Kendisini beğendiği, ulu gördüğü için Musa ile savaştı. Sonra hali, duyduğun gibi oldu. 3300
  • پنجه زد با موسی از کبر و کمال ** آن چنان شد که شنیده ستی تو حال‌‌
  • Dünyada yüz binlerce İblis ve Bel’am vardır ki gizli, açık hep bu hale düşmüşlerdir.
  • صد هزار ابلیس و بلعم در جهان ** همچنین بوده ست پیدا و نهان‌‌
  • Tanrı, diğerlerine misal olsun diye bu ikisini meşhur etti;
  • این دو را مشهور گردانید اله ** تا که باشد این دو بر باقی گواه‌‌
  • Bu iki hırsızı darağacına çekti, yükseltti. Yoksa kahrına uğramış daha nice hırsız var!
  • این دو دزد آویخت از دار بلند ** ور نه اندر قهر بس دزدان بدند
  • Bu ikisini aşikâre kahredip şöhretlendirdi; yoksa onun kahrıyla ölenler sayılamayacak kadar çok!
  • این دو را پرچم به سوی شهر برد ** کشتگان قهر را نتوان شمرد
  • Nazeninsin, nazlısın, ama haddince Allah aşkına olsun haddini aşma! 3305
  • نازنینی تو ولی در حد خویش ** الله الله پا منه از حد خویش‌‌
  • Eğer kendinden daha nazenin birisine çatarsan seni yerin yedi kat dibine sokar.
  • گر زنی بر نازنین تر از خودت ** در تگ هفتم زمین زیر آردت‌‌
  • Âd ve Semud kavminin hikâyeleri ne için söylenip duruyor? Peygamberlerin nazik, nazenin olduklarını bilmen için.
  • قصه‌‌ی عاد و ثمود از بهر چیست ** تا بدانی کانبیا را نازکی است‌‌
  • Yere batma, başlarına taş yağma, bir sesle canlarının alınışı...Hep bu vakalar, nefs-i natıka sahiplerinin yücelerini bildirmek içindir.
  • این نشان خسف و قذف و صاعقه ** شد بیان عز نفس ناطقه‌‌