Can, o nefesi, nefesle çıkan sözü, bazen cim haline kor; bazen de ha ve dal haline ( bu suretle de inkâr da bulunur). Gâh o sözü barış sözü yapar, gâh savaş sözü. 3335
گاه جیمش میکند گه حا و دال ** گاه صلحش میکند گاهی جدال
Yine böyle Tanrı’mız, bu rüzgârı Âd kavmine ejderha yaptığı halde,
همچنین این باد را یزدان ما ** کرده بد بر عاد همچون اژدها
Yine aynı rüzgârı; müminlere rahmet, hayat ve emniyet verici bir hale getirmişti.
باز هم آن باد را بر مومنان ** کرده بد صلح و مراعات و امان
Âlemlerin Rabbinin mânalar denizi olan bin Şeyhi, “ mâna Allah’dır” dedi.
گفت المعنی هو الله شیخ دین ** بحر معنیهای رب العالمین
Bütün yerler, gökler; o yürüyen denizde, o can deryasında çör çöp gibidir.
جمله اطباق زمین و آسمان ** همچو خاشاکی در آن بحر روان
Suda çör çöpün saldırması, oynaması, suyun dalgalanmasındandır. 3340
حملهها و رقص خاشاک اندر آب ** هم ز آب آمد به وقت اضطراب
İnat eder de onları hareketsiz bırakmayı dilerse kıyıya atıverir.
چون که ساکن خواهدش کرد از مرا ** سوی ساحل افکند خاشاک را
Kıyıdan dalgalandığı yere, kendisine çekti mi... ateş, ota ne yaparsa deniz de onlara onu yapar (hepsini siler, süpürür, yok eder).
چون کشد از ساحلش در موج گاه ** آن کند با او که آتش با گیاه
Bu söze de son yoktur. Ey genç sen yine Hârût Mârût hikâyesine dön.
این حدیث آخر ندارد باز ران ** جانب هاروت و ماروت ای جوان
Hârût, Mârût hikâyesinin sonu ve onların, dünyada Bâbil Kuyusunda cezalandırılmaları
باقی قصهی هاروت و ماروت و نکال و عقوبت ایشان هم در دنیا به چاه بابل
Bu iki melek, cihan halkının günahını, kötülüğünü görünce,
چون گناه و فسق خلقان جهان ** میشدی بر هر دو روشن آن زمان