English    Türkçe    فارسی   

1
3425-3434

  • Gökyüzü ahvalini yeryüzüne kıyas ettiler, fakat bu kıyas, doğru değil... Arada büyük bir fark var! 3425
  • آن قیاس حال گردون بر زمین ** راست ناید فرق دارد در کمین‌‌
  • Halini, neşe ve sarhoşluğunu cahillerden saklamak lâzımdır
  • در بیان آن که حال خود و مستی خود پنهان باید داشت از جاهلان‌‌
  • Perde altına girmiş olan Hakîmin sözünü dinle: Şarap içtiğin yere baş koy, yat.
  • بشنو الفاظ حکیم پرده‌‌ای ** سر همانجا نه که باده خورده‌‌ای‌‌
  • Meyhaneden çıkıp yol, yanılan sarhoş, çocukların maskarası ve oyuncağı olur.
  • چون که از میخانه مستی ضال شد ** تسخر و بازیچه‌‌ی اطفال شد
  • Her tarafa, her yola, çamurların içine düşer, her ahmak da ona güler.
  • می‌‌فتد او سو به سو بر هر رهی ** در گل و می‌‌خنددش هر ابلهی‌‌
  • O bu haldeyken onun sarhoşluğundan, içtiği şarabın neşe ve zevkinden haberleri olmayan çocuklar peşine takılırlar.
  • او چنین و کودکان اندر پی‌‌اش ** بی‌‌خبر از مستی و ذوق می‌‌اش‌‌
  • Tanrı sarhoşundan başka bütün halk, çocuktur. Heva ve hevesinden kurtulmuş kişiden başka baliğ yoktur. 3430
  • خلق اطفال‌‌اند جز مست خدا ** نیست بالغ جز رهیده از هوا
  • Tanrı “ Dünya kuru bir istek, faydasız bir oyuncaktan ibarettir, siz de çocuklarsınız.” Dedi. Tanrı doğru buyurur.
  • گفت دنیا لعب و لهو است و شما ** کودکید و راست فرماید خدا
  • Oyuncağı terk etmedikçe çocuksun. Ruh arınmadıkça nasıl temiz olabilirsiniz?
  • از لعب بیرون نرفتی کودکی ** بی‌‌ذکات روح کی باشد ذکی‌‌
  • Dünyada daima istenen, peşinde koşulan, bir türlü terk edilemeyen bu şehvet; bil ki çocukların cimaı gibidir.
  • چون جماع طفل دان این شهوتی ** که همی‌‌رانند اینجا ای فتی‌‌
  • Çocuğun cimaı nedir ki? Bir Rüstem’in, bir yiğidin cimaına nispetle oyundan ibaret.
  • آن جماع طفل چه بود بازیی ** با جماع رستمی و غازیی‌‌