- Çinliler “ Biz daha mahir ressamız, dediler. Rum halkı da dedi ki: “ Bizim maharetimiz daha üstündür.”
- چینیان گفتند ما نقاشتر ** رومیان گفتند ما را کر و فر
- Padişah “Sizi imtihan edeceğim; bakalım hanginiz dâvasında haklı” dedi.
- گفت سلطان امتحان خواهم در این ** کز شماها کیست در دعوی گزین
- Çinlilerle Rum diyarı ressamları hazırlandılar; Rum diyarı ressamları ilimlerine daha vakıf kişilerdi.
- اهل چین و روم چون حاضر شدند ** رومیان از بحث در مکث آمدند
- Çin ressamları “ Bize bir hususi oda verin, bir oda da sizin olsun” dediler. 3470
- چینیان گفتند یک خانه به ما ** خاص بسپارید و یک آن شما
- Kapıları karşı karşıya iki oda vardı. Bir tanesini Çin ressamlar aldı. Öbürünü de Rum ressamları.
- بود دو خانه مقابل دربدر ** ز آن یکی چینی ستد رومی دگر
- Çinliler, padişahtan yüz türlü boya istediler. Yüce padişah bunun üzerine hazinesini açtı.
- چینیان صد رنگ از شه خواستند ** پس خزینه باز کرد آن ارجمند
- Çinlilere her sabah hazineden boyalar verilmekteydi.
- هر صباحی از خزینه رنگها ** چینیان را راتبه بود از عطا
- Rum ressamları “ Pas gidermekten başka ne resim işe yarar, ne boya!” dediler.
- رومیان گفتند نی نقش و نه رنگ ** در خور آید کار را جز دفع زنگ
- Kapıyı kapatıp duvarı cilâlamaya başladılar. Gök gibi tertemiz, sâf ve berrak bir hale getirdiler. 3475
- در فرو بستند و صیقل میزدند ** همچو گردون ساده و صافی شدند
- İki yüz çeşit renge boyanmaktansa renksizlik daha iyi. Renk bulut gibidir. Renksizlikse ay.
- از دو صد رنگی به بیرنگی رهی است ** رنگ چون ابر است و بیرنگی مهی است