- Benim önümde sekiz cennetle yedi cehennem, şaman önündeki put gibi apaçık ve meydanda.
- هشت جنت هفت دوزخ پیش من ** هست پیدا همچو بت پیش شمن
- Halkı, değirmende buğdayı arpadan fark edercesine teker, teker tanıyorum.
- یک به یک وامیشناسم خلق را ** همچو گندم من ز جو در آسیا
- Cennetlik kim, yabancı nerede? Bence yılan ve balık gibi apaşikâr. 3510
- که بهشتی کیست و بیگانه کی است ** پیش من پیدا چو مار و ماهی است
- “ Kıyamet günü, bazı yüzler ak olur, bazıları kara...” Sırrı, şimdiden meydana çıktı. Bu halkın bir kısmının yüzü ak, bir kısmının kara.”
- این زمان پیدا شده بر این گروه ** یوم تبیض و تسود وجوه
- Hakikatte bazı ruhlar, bundan önce de ( dünyaya gelmeden de) ayıplıydı. Fakat ana rahminde olduğu için hali, halka gizliydi.
- پیش از این هر چند جان پر عیب بود ** در رحم بود و ز خلقان غیب بود
- Şakî, ana karnında şakî olur (fakat bilinmez) Cisim âlemindeyse cisimdeki hallerden, ruhun halleri de anlaşılır.
- الشقی من شقی فی بطن الام ** من سمات الجسم یعرف حالهم
- Vücut da ana gibi can çocuğuna gebedir. Ölüm, doğmak derdi ve kıyamettir.
- تن چو مادر طفل جان را حامله ** مرگ درد زادن است و زلزله
- Bu dünyada geçmiş canların hepsi, “ O ferahlı can acaba nasıl doğacak?” diye beklemektedirler. 3515
- جمله جانهای گذشته منتظر ** تا چگونه زاید آن جان بطر
- Zenciler, o mutlaka bizdendir derler. Beyazlar da, imkânı yok... O çok güzel olacak, derler.
- زنگیان گویند خود از ماست او ** رومیان گویند بس زیباست او
- Vücudun canı, ahiret âlemine doğunca artık beyaz, kara ihtilafı kalmaz.
- چون بزاید در جهان جان و جود ** پس نماند اختلاف بیض و سود