English    Türkçe    فارسی   

1
3548-3557

  • Sen benim sırrımı sakla, doğruyu gizle; sen de eksik gösterme, fazla göster, ( diye yalvarsan bile)
  • Onlar sana “ Kendini maskara etme ayna, terazi nerede; hile düzen nerede?
  • Tanrı, hakikatlerin bizim vasıtamızla anlaşılması için kadrimizi yüceltti. 3550
  • Eğer bu doğruluğumuz olmasaydı ne değerimiz olurdu; iyilerin yüzünü nasıl ağartırdık?” derler.
  • Fakat sen, gönlüne Sinâ dağındaki Tanrı tecellisi vurduysa bile yine aynayı koynuna koy!”
  • Zeyd, “ Tanrı güneşi, ezeli güneş, hiç koltuğa sığar mı?
  • Aslı olmayan şeyleri de yırtar, yakar; koltuğu da. Önünde ne delilik kalır, ne akıllılık!” dedi.
  • Peygamber dedi ki: “ Bir parmağını gözünün üstüne koydun mu... dünyayı güneşsiz görürsün. 3555
  • Bir parmak bile, aya perde oluyor. İşte bu padişahın ayıp örtücülüğüne alâmettir.
  • Bu suretle bir nokta ( gibi olan parmak), cihanı örter; bir sürçme de güneşi küsufa uğratır.