English    Türkçe    فارسی   

1
3618-3627

  • Bir genç dere kıyısında balık tutan birisini görüp, “Bu balıkçı Süleyman olmalı” diye zanna düştü.
  • Süleyman’sa neden yalnız ve gizlenmiş; değilse nasıl oluyor da bu derece Süleyman’a benziyor?”
  • Süleyman tekrar müstakil bir padişah oluncaya kadar gönlünde bu şüphe vardı. 3620
  • Dev, onun tahtından, diyarından yıkılıp gitti; baht kılıcı, o şeytanın kanını döktü.
  • Yine yüzüğünü parmağına taktı dev ve peri askerlerini yine başına topladı.
  • Halk, seyretmek için tapuya geldiler, düşünceye kapılmış olan genç de onların arasına katılıp huzura vardı.
  • Süleyman’ın parmağında yüzüğü görünce düşüncesi, kuruntusu tamamı ile geçti.
  • Vehim, işin gizli, kapalı olduğu zamandadır. Bu araştırma görünmeyen şey içindir. 3625
  • Ortada olmayan şeyin kuruntusu, büyüdükçe büyür. Fakat gaypta olana şey, meydana çıktı mı, kuruntu geçer.
  • Nurlu gökyüzü yağışsız olmaz ama kara yeryüzü de nebatatı yetiştirmeden vazgeçmez.