English    Türkçe    فارسی   

1
3624-3633

  • Süleyman’ın parmağında yüzüğü görünce düşüncesi, kuruntusu tamamı ile geçti.
  • چون در انگشتش بدید انگشتری ** رفت اندیشه و تحری یک سری‌‌
  • Vehim, işin gizli, kapalı olduğu zamandadır. Bu araştırma görünmeyen şey içindir. 3625
  • وهم آن گاه است کان پوشیده است ** این تحری از پی نادیده است‌‌
  • Ortada olmayan şeyin kuruntusu, büyüdükçe büyür. Fakat gaypta olana şey, meydana çıktı mı, kuruntu geçer.
  • شد خیال غایب اندر سینه زفت ** چون که حاضر شد خیال او برفت‌‌
  • Nurlu gökyüzü yağışsız olmaz ama kara yeryüzü de nebatatı yetiştirmeden vazgeçmez.
  • گر سمای نور بی‌‌باریده نیست ** هم زمین تار بی‌‌بالیده نیست‌‌
  • Bana gayba iman edenler gerek... Onun için bu fâni konağın penceresini örttüm.
  • يؤمنون بالغيب می‌‌باید مرا ** ز آن ببستم روزن فانی سرا
  • Nasıl izhar eder de gökleri yarar, açarım; eğer hakikatleri meydana korsam, nasıl “ Bunda bir ayıp, bir noksan gördün mü?” diyebilirim?
  • چون شکافم آسمان را در ظهور ** چون بگویم هل تری فیها فطور
  • Bu karanlıkta arayıp taradıkça herkes, yüzünü bir tarafa çevirir; 3630
  • تا در این ظلمت تحری گسترند ** هر کسی رو جانبی می‌‌آورند
  • İşler bir zaman aksine gider; hırsız, polisi dar ağacına sürükler...
  • مدتی معکوس باشد کارها ** شحنه را دزد آورد بر دارها
  • Böylece bir nice sultan, bir nice yüce himmetli, bir müddet kendi kuluna kul olur.
  • تا که بس سلطان و عالی همتی ** بنده‌‌ی بنده‌‌ی خود آید مدتی‌‌
  • Kul, efendisinin huzurunda değilken de kulluğunu korur, itaatten çıkmazsa bu kulluk iyi ve hoş bir kulluktur.
  • بندگی در غیب آید خوب و گش ** حفظ غیب آید در استعباد خوش‌‌