English    Türkçe    فارسی   

1
3751-3760

  • Senin gözün gayb idrakını öğrenmiştir. Orada bulunan başkalrının gözleriyse kapalıdır.
  • Birisi ayı apaçık görür, öbürüyse dünyayı kapkaranlık.
  • Diğer birisi de bir yerde üç tane ay görür. Evet, bu üç kişi bir yerde oturmuşlardır:
  • Üçünün de gözü açık, kulakları duymakta… Fakat bunlar, senin eteğine yapışmışlardır, senin adamlarındır (Hallerini sen bilirsin), benden kaçıyorlar (ben bunları bilemem).
  • Bu hal, acaba gabya mensup bir sihir mi, yoksa gizli bir lûtuf mu? Sende bir kurt sureti mi var, bende de Yusuf sureti mi? 3755
  • Âlem on sekiz bin, hattâ daha fazla olsa bunların on sekizi bile her göze görünmez.
  • Ey Aliyyel Mürtezâ, ey kötü kaza ve kaderden sonra güzel kaza ve kader, sırrı aç;
  • Ya sen akılına geleni söyle, ya ben gönlüme doğanı söyleyeyim.
  • Bu sır, senden parladı, bana vurdu; nasıl gizleyebilirim? Ay gibi, söylemeden nur saçmakta.
  • Fakat ayın kursu, söze gelirse gece yol alanları hemencecik yola sokar. 3760