- Ceninin canlanma zamanı gelince ona yardım eden güneştir. 3775
- چون که وقت آید که جان گیرد جنین ** آفتابش آن زمان گردد معین
- Cenin, güneşin tesiriyle harekete gelir. Güneş, ona derhal can bağışlar.
- این جنین در جنبش آید ز آفتاب ** کافتابش جان همیبخشد شتاب
- Cenine güneş doğmadıkça, güneşin nuru, ona vurmadıkça öbür yıldızların tesiriyle canlanmaz. Onlar, ancak suretine hizmet ederler.
- از دگر انجم بجز نقشی نیافت ** این جنین تا آفتابش بر نتافت
- Cenin, ana rahminde güzel yüzlü güneşle bu alâkayı hangi yoldan kazandı?
- از کدامین ره تعلق یافت او ** در رحم با آفتاب خوب رو
- Bizim duygumuzdan gizli olan bir yoldan gökyüzündeki güneşe nice yollar var.
- از ره پنهان که دور از حس ماست ** آفتاب چرخ را بس راههاست
- Bir yol var; yakut, o yolla güneşten gıdalanır…Bir yol var; o yolla ve güneşin tesiriyle yakut olur. 3780
- آن رهی که زر بیابد قوت از او ** و آن رهی که سنگ شد یاقوت از او
- Bir yol var, güneş o yola lâli kızıllaştırır. Bir yol var, o yolla nala kıvılcım saçma hassasını verir.
- آن رهی که سرخ سازد لعل را ** و آن رهی که برق بخشد نعل را
- Bir yol var, güneş o yolda meyveleri oldurur… Bir yol var, o yolla korkaklara yürek verir.
- آن رهی که پخته سازد میوه را ** و آن رهی که دل دهد کالیوه را
- Ey kandı aydınlanmış, padişahla ve padişahın koluyla ^şina olmuş doğan, açık söyle!
- باز گو ای باز پر افروخته ** با شه و با ساعدش آموخته
- Ey padişahın ankayı bile avlayan doğanı, ey askerle değil, bizzat ve tek başına ordular kıran,
- باز گو ای باز عنقا گیر شاه ** ای سپاه اشکن به خود نی با سپاه