English    Türkçe    فارسی   

1
3787-3796

  • Ali dedi ki: “Ben kılıcı Tanrı için vuruyorum. Tanrı kuluyum ten memuru değil!
  • Tanrı aslanıyım heva heves aslanı değil... İşim, dinime şahittir.
  • Ben “Attığın zaman sen atmadın, Tanrı attı” sırrına mazharım. Ben kılıç gibiyim, vuran o güneştir.
  • Ben; pılımı pırtımı yoldan kaldırdım; Tanrıdan gayrısını yok bildim. 3790
  • Bir gölgeyim sahibim güneş... Ona hacibim hicap değil.
  • Kılıç gibi vuslat incileriyle doluyum; savaşta diriltirim, öldürmem.
  • Kılıcımın gevherini kan örtmez. Rüzgâr nasıl olur da bulutumu yerinden teprendirebilir?
  • Saman çöpü değil; hilim, sabır ve adalet dağıyım. Kasırga dağı kımıldatabilir mi?
  • Bir rüzgârla yerinden kımıldanıp kopan bir çöpten ibarettir. Çünkü muhalif esen nice rüzgârlar var! 3795
  • Hışım, şehvet ve hırs rüzgârı, namaz ehli olmayan kişiyi silip süpürür.