- Kılıç gibi vuslat incileriyle doluyum; savaşta diriltirim, öldürmem.
- من چو تیغم پر گهرهای وصال ** زنده گردانم نه کشته در قتال
- Kılıcımın gevherini kan örtmez. Rüzgâr nasıl olur da bulutumu yerinden teprendirebilir?
- خون نپوشد گوهر تیغ مرا ** باد از جا کی برد میغ مرا
- Saman çöpü değil; hilim, sabır ve adalet dağıyım. Kasırga dağı kımıldatabilir mi?
- که نیم کوهم ز حلم و صبر و داد ** کوه را کی در رباید تند باد
- Bir rüzgârla yerinden kımıldanıp kopan bir çöpten ibarettir. Çünkü muhalif esen nice rüzgârlar var! 3795
- آن که از بادی رود از جا خسی است ** ز آن که باد ناموافق خود بسی است
- Hışım, şehvet ve hırs rüzgârı, namaz ehli olmayan kişiyi silip süpürür.
- باد خشم و باد شهوت باد آز ** برد او را که نبود اهل نماز
- Ben dağım; varlığım, onun binasıdır. Hattâ saman çöpüne benzesem bile rüzgârım, onun rüzgârıdır.
- کوهم و هستی من بنیاد اوست ** ور شود چون کاه بادم یاد اوست
- Benim hareketim, ancak onun rüzgarıyladır. Askerimin başbuğu, ancak tek Tanrının aşkıdır.
- جز به باد او نجنبد میل من ** نیست جز عشق احد سر خیل من
- Hiddet, padişahlara bile padişahlık eder, fakat bize köledir. Ben hiddete gem vurmuş, üstüne binmişimdir.
- خشم بر شاهان شه و ما را غلام ** خشم را هم بستهام زیر لگام
- Hilim kılıcım, kızgınlığımın boynunu vurmuştur. Tanrı hışmıysa bence rahmettir. 3800
- تیغ حلمم گردن خشمم زده ست ** خشم حق بر من چو رحمت آمده ست
- Tavanım, damım yıkıldı ama nura gark oldum. Toprak atası ( Ebu Turab) oldumsa da bahçe kesildim.
- غرق نورم گر چه سقفم شد خراب ** روضه گشتم گر چه هستم بو تراب