- Hışım, şehvet ve hırs rüzgârı, namaz ehli olmayan kişiyi silip süpürür.
- باد خشم و باد شهوت باد آز ** برد او را که نبود اهل نماز
- Ben dağım; varlığım, onun binasıdır. Hattâ saman çöpüne benzesem bile rüzgârım, onun rüzgârıdır.
- کوهم و هستی من بنیاد اوست ** ور شود چون کاه بادم یاد اوست
- Benim hareketim, ancak onun rüzgarıyladır. Askerimin başbuğu, ancak tek Tanrının aşkıdır.
- جز به باد او نجنبد میل من ** نیست جز عشق احد سر خیل من
- Hiddet, padişahlara bile padişahlık eder, fakat bize köledir. Ben hiddete gem vurmuş, üstüne binmişimdir.
- خشم بر شاهان شه و ما را غلام ** خشم را هم بستهام زیر لگام
- Hilim kılıcım, kızgınlığımın boynunu vurmuştur. Tanrı hışmıysa bence rahmettir. 3800
- تیغ حلمم گردن خشمم زده ست ** خشم حق بر من چو رحمت آمده ست
- Tavanım, damım yıkıldı ama nura gark oldum. Toprak atası ( Ebu Turab) oldumsa da bahçe kesildim.
- غرق نورم گر چه سقفم شد خراب ** روضه گشتم گر چه هستم بو تراب
- Savaşırken içime bir vesvese, bir benlik geldi; kılıcı gizlemeyi münasip gördüm.
- چون در آمد علتی اندر غزا ** تیغ را دیدم نهان کردن سزا
- Bu suretle “Sevgisi Tanrı içindir” denmesini diledim; ancak Tanrı için birisine düşmanlık etmeli.
- تا احب لله آید نام من ** تا که ابغض لله آید کام من
- Cömertliğimin Tanrı yolunda olmasını, varımı yine Tanrı için sakınmamı istedim.
- تا که اعطا لله آید جود من ** تا که امسک لله آید بود من
- Benim sakınmam da ancak Tanrı içindir. Vermem de... Tamamı ile Tanrınınım, başkasının değil. 3805
- بخل من لله عطا لله و بس ** جمله للهام نیم من آن کس