English    Türkçe    فارسی   

1
3827-3836

  • Beri gel ki şimdi tehlikeden kurtuldun, kaçtın kimya seni cevher haline soktu.
  • اندر آ اکنون که رستی از خطر ** سنگ بودی کیمیا کردت گهر
  • Küfürden ve dikenliğinden kurtuldun, artık Tanrı bahçesinde bir gül gibi açıl!
  • رسته‌‌ای از کفر و خارستان او ** چون گلی بشکفته در بستان هو
  • Ey ulu kişi, sen bensin, ben de senim. Sen Ali’ydin, Ali’yi nasıl öldürürüm?
  • تو منی و من توام ای محتشم ** تو علی بودی علی را چون کشم‌‌
  • Öyle bir suç işledin ki her türlü ibadetten iyi bir anda gökleri bir baştan bir başa aştın. 3830
  • معصیت کردی به از هر طاعتی ** آسمان پیموده‌‌ای در ساعتی‌‌
  • O adamın işlediği suç ne kutlu suç! Gül yaprakları dikenden bitmez mi?
  • بس خجسته معصیت کان کرد مرد ** نی ز خاری بر دمد اوراق ورد
  • Ömer'in Peygambere kastedişi suçu, onu ta kabul kapısına kadar çekip götürmedi mi?
  • نی گناه عمر و قصد رسول ** می‌‌کشیدش تا به درگاه قبول‌‌
  • Firavun; büyücüleri, büyüleri yüzünden çağırmadı mı?
  • نی به سحر ساحران فرعونشان ** می‌‌کشید و گشت دولت عونشان‌‌
  • Onlara da bu yüzden ikbal yardım etmedi mi, bu yüzden devlete erişmediler mi? Onların büyüsü, onların inkârı olmasaydı inatçı Firavun, onları huzuruna alır mıydı?
  • گر نبودی سحرشان و آن جحود ** کی کشیدیشان به فرعون عنود
  • Onlar da asâyı ve mucizeleri nereden göreceklerdi? Ey isyan eden kavim! Suç, ibadet oldu. 3835
  • کی بدیدندی عصا و معجزات ** معصیت طاعت شد ای قوم عصات‌‌
  • Tanrı ümitsizliğin boynunu vurmuştur. Çünkü günah ve suç ibadet olmuştur.
  • ناامیدی را خدا گردن زده است ** چون گنه مانند طاعت آمده ست‌‌