English    Türkçe    فارسی   

1
3834-3843

  • Onlara da bu yüzden ikbal yardım etmedi mi, bu yüzden devlete erişmediler mi? Onların büyüsü, onların inkârı olmasaydı inatçı Firavun, onları huzuruna alır mıydı?
  • گر نبودی سحرشان و آن جحود ** کی کشیدیشان به فرعون عنود
  • Onlar da asâyı ve mucizeleri nereden göreceklerdi? Ey isyan eden kavim! Suç, ibadet oldu. 3835
  • کی بدیدندی عصا و معجزات ** معصیت طاعت شد ای قوم عصات‌‌
  • Tanrı ümitsizliğin boynunu vurmuştur. Çünkü günah ve suç ibadet olmuştur.
  • ناامیدی را خدا گردن زده است ** چون گنه مانند طاعت آمده ست‌‌
  • Çünkü Tanrı, şeytanların rahmine suçları ibadete, sevaba tebdil eder.
  • چون مبدل می‌‌کند او سیئات ** طاعتی‌‌اش می‌‌کند رغم وشات‌‌
  • Bundan dolayı Şeytan, taşlanır; hasedinden çatlar, iki parça olur.
  • زین شود مرجوم شیطان رجیم ** و ز حسد او بطرقد گردد دو نیم‌‌
  • Şeytan bir günah meydana getirmek ve onunla bizi bir kuyuya düşürmek ister.
  • او بکوشد تا گناهی پرورد ** ز آن گنه ما را به چاهی آورد
  • “ O günahın ibadet olduğunu gördü mü?” işte o an, Şeytan’a yomsuz bir andır. 3840
  • چون ببیند کان گنه شد طاعتی ** گردد او را نامبارک ساعتی‌‌
  • Beri gel; ben, sana kapı açtım; sen benim yüzüme tükürdün, bense sana armağan sundum.
  • اندر آ من در گشادم مر ترا ** تف زدی و تحفه دادم مر ترا
  • Cefa edene bile böyle muamelede bulunur, aleyhime ayak atanların ayağına bile bu çeşit baş korsam,
  • مر جفاگر را چنینها می‌‌دهم ** پیش پای چپ چه سان سر می‌‌نهم‌‌
  • Vefa edene ne bağışlarım? Anla! Cennetlerde ebedî mülkler ihsan ederim
  • پس وفاگر را چه بخشم تو بدان ** گنجها و ملکهای جاودان‌‌
  • Peygamber Aleyhisselâm’ın Emîr-ül Müminîn Ali –Kerremallâhu Vechehu- nun seyisinin kulağına “Ali’nin şahadeti senin elinle olacak, sana haber veriyorum” demesi
  • گفتن پیغامبر علیه السلام به گوش رکابدار امیر المؤمنین علی علیه السلام که کشتن علی بر دست تو خواهد بودن خبرت کردم‌‌