Şeytan bir günah meydana getirmek ve onunla bizi bir kuyuya düşürmek ister.
او بکوشد تا گناهی پرورد ** ز آن گنه ما را به چاهی آورد
“ O günahın ibadet olduğunu gördü mü?” işte o an, Şeytan’a yomsuz bir andır.3840
چون ببیند کان گنه شد طاعتی ** گردد او را نامبارک ساعتی
Beri gel; ben, sana kapı açtım; sen benim yüzüme tükürdün, bense sana armağan sundum.
اندر آ من در گشادم مر ترا ** تف زدی و تحفه دادم مر ترا
Cefa edene bile böyle muamelede bulunur, aleyhime ayak atanların ayağına bile bu çeşit baş korsam,
مر جفاگر را چنینها میدهم ** پیش پای چپ چه سان سر مینهم
Vefa edene ne bağışlarım? Anla! Cennetlerde ebedî mülkler ihsan ederim
پس وفاگر را چه بخشم تو بدان ** گنجها و ملکهای جاودان
Peygamber Aleyhisselâm’ın Emîr-ül Müminîn Ali –Kerremallâhu Vechehu- nun seyisinin kulağına “Ali’nin şahadeti senin elinle olacak, sana haber veriyorum” demesi
گفتن پیغامبر علیه السلام به گوش رکابدار امیر المؤمنین علی علیه السلام که کشتن علی بر دست تو خواهد بودن خبرت کردم
Ben öyle bir erim ki kanlıma, katilime bile lûtuf şerbetim, kahır zehri olmadı.
من چنان مردم که بر خونی خویش ** نوش لطف من نشد در قهر نیش
Peygamber, hizmetkârımın kulağına, bu başımı boynumdan onun ayıracağını söyledi.3845
گفت پیغمبر به گوش چاکرم ** کاو برد روزی ز گردن این سرم
Peygamber, sevgilinin vahyiyle nihayet ölümümün onun eliyle olacağını haber verdi.
کرد آگه آن رسول از وحی دوست ** که هلاکم عاقبت بر دست اوست
O, daima “ Beni önce öldür de benden bu kötü ve yanlış iş zuhur etmesin” demekte;
او همیگوید بکش پیشین مرا ** تا نیاید از من این منکر خطا
Ben de “Mademki ölümüm senden olacak, ben kaza ve kadere karşı nasıl hile edebilirim?” demekteyim.
من همیگویم چو مرگ من ز تست ** با قضا من چون توانم حیله جست