English    Türkçe    فارسی   

1
3856-3865

  • Kendi yaptığı işe itiraz, ancak onun kârıdır. Çünkü kahırda da tektir, lûtufta da.
  • اعتراض او را رسد بر فعل خود ** ز آن که در قهر است و در لطف او احد
  • Bu hâdiseler şehrinde bey odur, memleketlerde tedbir onundur,
  • اندر این شهر حوادث میر اوست ** در ممالک مالک تدبیر اوست‌‌
  • Aletini kırarsa kırılanı tekrar iyileştirebilir.”
  • آلت خود را اگر او بشکند ** آن شکسته گشته را نیکو کند
  • Ulu kişi, “ Hiçbir âyeti değiştirmedik ki ardından daha hayırlısını getirmeyelim” remzini bil.
  • رمز ننسخ آیه او ننسها ** نأت خیرا در عقب می‌‌دان مها
  • Tanrı hangi şeriatın hükmünü kaldırdıysa âdeta otu yoldu, yerine gül bitirdi demektir. 3860
  • هر شریعت را که حق منسوخ کرد ** او گیا برد و عوض آورد ورد
  • Gece, gündüz meşguliyetini giderir, bitirir. Akıl ermeyen şu uykuya bak!
  • شب کند منسوخ شغل روز را ** بین جمادی خرد افروز را
  • Sonra tekrar gündüzün nuruyla gece ortadan kalkar, bu suretle de o yalımlı ateş yüzünden donukluk, uyku yanar, gider.
  • باز شب منسوخ شد از نور روز ** تا جمادی سوخت ز آن آتش فروز
  • O uyku, o duygusuzluk zulmettir ama abıhayat, zulmette değil mi?
  • گر چه ظلمت آمد آن نوم و سبات ** نی درون ظلمت است آب حیات‌‌
  • Akıllar, o zulmetle tazelenmiyor mu? Hanendenin bestedeki duraklaması sese kuvvet vermiyor mu?
  • نی در آن ظلمت خردها تازه شد ** سکته‌‌ای سرمایه‌‌ی آوازه شد
  • Zıtlar, zıtlardan zuhur etmekte... Tanrı, kalpte ki süveydada daimi bir nur yarattı. 3865
  • که ز ضدها ضدها آمد پدید ** در سویدا روشنایی آفرید