- Gece, gündüz meşguliyetini giderir, bitirir. Akıl ermeyen şu uykuya bak!
- شب کند منسوخ شغل روز را ** بین جمادی خرد افروز را
- Sonra tekrar gündüzün nuruyla gece ortadan kalkar, bu suretle de o yalımlı ateş yüzünden donukluk, uyku yanar, gider.
- باز شب منسوخ شد از نور روز ** تا جمادی سوخت ز آن آتش فروز
- O uyku, o duygusuzluk zulmettir ama abıhayat, zulmette değil mi?
- گر چه ظلمت آمد آن نوم و سبات ** نی درون ظلمت است آب حیات
- Akıllar, o zulmetle tazelenmiyor mu? Hanendenin bestedeki duraklaması sese kuvvet vermiyor mu?
- نی در آن ظلمت خردها تازه شد ** سکتهای سرمایهی آوازه شد
- Zıtlar, zıtlardan zuhur etmekte... Tanrı, kalpte ki süveydada daimi bir nur yarattı. 3865
- که ز ضدها ضدها آمد پدید ** در سویدا روشنایی آفرید
- Peygamberin savaşı sulha sebep oldu. Bu âhir zamandaki sulh o savaş yüzündendir.
- جنگ پیغمبر مدار صلح شد ** صلح این آخر زمان ز آن جنگ بد
- O gönüller alan sevgili ( Peygamber), âlemdekilerin başları aman bulsun diye yüz binlerce baş kesti.
- صد هزاران سر برید آن دلستان ** تا امان یابد سر اهل جهان
- Bahçıvan, fidan yücelsin, meyve versin diye muzır dalları budar.
- باغبان ز آن میبرد شاخ مضر ** تا بیابد نخل قامتها و بر
- Sanatını bilen bahçıvan, bahçe ve meyve gelişsin diye bahçedeki otları yolar.
- میکند از باغ دانا آن حشیش ** تا نماید باغ و میوه خرمیش
- Sevgilinin ağrıdan, hastalıktan kurtulması için hekim, çürük dişi çekip çıkarır. 3870
- میکند دندان بد را آن طبیب ** تا رهد از درد و بیماری حبیب