English    Türkçe    فارسی   

1
3881-3890

  • Ekmek orucunu bozduysa kırıkçıya yapış, yücel!
  • Onun eli, mademki kırıkları sarar, iyileştirir... Şu halde onun kırması şüphe yok ki yapmaktır.
  • Fakat sen kırarsan der ki: “Gel yap bakalım.” Elin ayağın yok ki yapamazsın.
  • Şu halde kırmak, kırığı sarıp iyileştiren adamın hakkıdır.
  • Dikmeyi bilen yırtmayı da bilir. Neyi satarsa yerine daha iyisini alır. 3885
  • Evi yıkar, hâk ile yeksan eder; fakat bir anda da daha mamur bir hale getirir.
  • Bir bedenden baş kesti mi yerine derhal yüz binlerce baş izhar eder.
  • Canilere kısas emretmese, yahut “Kısasta hayat var” demeseydi,
  • Kimin haddi vardı ki kendiliğinden, Tanrı hükmüne esir olmuş bir kişiye kılıç vurabilsin!
  • Çünkü Tanrı, kimin gözünü açmışsa o adam bilir ki katil, takdirin esiridir. 3890