- Ey yardım dileyenlerin yardımcısı, bize hidayet ver. Bilgilerle, zenginlikle öğünmeye imkân yok.
- یا غیاث المستغیثین اهدنا ** لا افتخار بالعلوم و الغنی
- Kerem ederek hidayet ettiğin kalbi azdırma; takdir ettiğin kötülükleri bizden defet; 3900
- لا تزغ قلبا هدیت بالکرم ** و اصرف السوء الذی خط القلم
- Kötü kazaları üstümüzden esirge; bizi Tanrı’ya razı olan kardeşlerden ayırma!
- بگذران از جان ما سوء القضا ** وا مبر ما را ز اخوان صفا
- Senin ayrılığından daha acı bir şey yok... Sana sığınmazsak sen esirgemezsen işimiz, gücümüz ancak kargaşalıktır.
- تلختر از فرقت تو هیچ نیست ** بیپناهت غیر پیچا پیچ نیست
- Zaten malımız mülkümüz; malımızın, mülkümüzün yolunu kesmekte... Zaten cismimizi soyup çırçıplak bırakmakta!
- رخت ما هم رخت ما را راه زن ** جسم ما مر جان ما را جامه کن
- Elimiz, ayağımıza kastettikten sonra artık kim, senin lûtfun olmadıkça canını kurtarabilir ki?
- دست ما چون پای ما را میخورد ** بیامان تو کسی جان چون برد
- Bu pek büyük tehlikelerden canını kurtarsa bile kurtardığı şey ancak idbar ve tehlike sermayesi kesilir. 3905
- ور برد جان زین خطرهای عظیم ** برده باشد مایهی ادبار و بیم
- Çünkü can, canana ulaşmadıkça ebediyen kördür... ebediyen yaslıdır.
- ز آن که جان چون واصل جانان نبود ** تا ابد با خویش کور است و کبود
- Esasen senin inayetin olmazsa can, âdeta bir tutsaktır; seninle diri olmayan canı ölü farz et.
- چون تو ندهی راه جان خود برده گیر ** جان که بیتو زنده باشد مرده گیر
- Sen kullara darılır,kulları kınarsan, Ey Tanrı hakkındır, yaparsın.
- گر تو طعنه میزنی بر بندگان ** مر ترا آن میرسد ای کامران