Fakat tasalanma, senin şefaatçin benim. Ben ruhun eri ve sultanıyım, ten kulu değil!
لیک بیغم شو شفیع تو منم ** خواجهی روحم نه مملوک تنم
Yanımda bu tenin kıymeti yok; ten kaydına düşmeyen bir er oğlu erim.
پیش من این تن ندارد قیمتی ** بیتن خویشم فتی ابن الفتی
Hançer ve kılıç, benim çiçeğim; ölüm meclisim... bağım, bahçemdir.”
خنجر و شمشیر شد ریحان من ** مرگ من شد بزم و نرگسدان من
Tenini bu derece öldürüp ayaklar altına alan kişi, nasıl olur da beylik ve halifelik hırsına düşer?3945
آن که او تن را بدین سان پی کند ** حرص میری و خلافت کی کند
O, ancak emirlere yol göstermek, emirliği belletmek için zâhiren makam işleriyle ve hükümle uğraşır;
ز آن به ظاهر کوشد اندر جاه و حکم ** تا امیران را نماید راه و حکم
Emirlik makamına yeni bir can vermek, hilâfet fidanını meyvelendirmek için bu işle meşgul olur.
تا امیری را دهد جانی دگر ** تا دهد نخل خلافت را ثمر
Mustafa Sallallahu Aleyhi Vesellem’in, Mekke’yi ve diğer yerleri fethetmek istemesi, dünya mülkünü sevdiğinden değildi; Tanrı emriyleydi. Çünkü “ Dünya cifedir” buyurmuştu.
بیان آن که فتح طلبیدن پیغامبر علیه السلام مکه را و غیر مکه را بجهت دوستی ملک دنیا نبود چون فرموده است که الدنیا جیفه بلکه به امر بود
Peygamber, Mekke’yi fethe uğraştı diye nasıl olurda dünya sevgisiyle ittiham edilir?
جهد پیغمبر به فتح مکه هم ** کی بود در حب دنیا متهم
O öyle bir kişiydi ki imtihan günü ( yani Miraç’ta) yedi göğün hazinesine karşı hem yüzünü yumdu, hem gönlünü kapadı.
آن که او از مخزن هفت آسمان ** چشم و دل بر بست روز امتحان
Onu görmek için yedi kat gök uçtan uca hurilerle meleklerle dolmuştur.3950
از پی نظارهی او حور و جان ** پر شده آفاق هر هفت آسمان
Hepsi kendilerini, onun için bezemişti, fakat onda sevgiliye aşktan, sevgiliye meyil ve muhabbetten başka bir heva ve heves nerede ki:
خویشتن آراسته از بهر او ** خود و را پروای غیر دوست کو