- Ölüm isteği, doğru kişilerin boyunlarına bir halkadır. Çünkü bu istek, yahudîlere imtihan oldu.
- شد هوای مرگ طوق صادقان ** که جهودان را بد این دم امتحان
- Tanrı Kur’an’da “Yahudîler, doğrulara ölüm; fütuhat, sermaye ve ticarettir.
- در نبی فرمود کای قوم یهود ** صادقان را مرگ باشد گنج و سود
- Sermaye ve ticaret isteği var ya; ölümü istemek ondan daha iyidir.
- همچنان که آرزوی سود هست ** آرزوی مرگ بردن ز آن به است
- Ey yahudiler; halk içinde namusunuzu korumak istiyorsanız bu dileği, bu ölüm temennisini dile getirin” dedi. 3970
- ای جهودان بهر ناموس کسان ** بگذرانید این تمنا بر زبان
- Muhammed, bu bayrağı kaldırınca bir tek yahudi bile bu istekte bulunmaya cüret edemedi.
- یک جهودی این قدر زهره نداشت ** چون محمد این علم را بر فراشت
- Peygamber “Eğer bunu dillerine getirirlerse dünyada tek bir yahudi bile kalmaz” dedi.
- گفت اگر رانید این را بر زبان ** یک یهودی خود نماند در جهان
- Bunun üzerine yahudiler ; “Ey din ışığı, bizi rüsvay etme! Diyerek mal ve haraç verdiler.
- پس یهودان مال بردند و خراج ** که مکن رسوا تو ما را ای سراج
- Bu sözün sonu görünmez. Mademki gözün sevgiliyi gördü, ver elini bana!
- این سخن را نیست پایانی پدید ** دست با من ده چو چشمت دوست دید
- Emîr-ül Müminîn Ali Kerremallâhu Vechehu’nun, arkadaşına “Sen benim yüzüme tükürünce nefsim kabardı, savaşımda ihlâs kalmadı. Seni öldürmeme mâni buydu” demesi
- گفتن امیر المؤمنین علی کرم الله وجهه با قرین خود که چون خدو انداختی در روی من نفس من جنبید و اخلاص عمل نماند، مانع کشتن تو آن شد
- Emirül Müminin, o gence dedi ki: “Ey yiğit! Savaşırken, 3975
- گفت امیر المؤمنین با آن جوان ** که به هنگام نبرد ای پهلوان
- Sen benim yüzüme tükürünce nefsim kabardı, hiddet ettim, huyum harap berbat bir hale geldi.
- چون خدو انداختی در روی من ** نفس جنبید و تبه شد خوی من