English    Türkçe    فارسی   

1
3973-3982

  • Bunun üzerine yahudiler ; “Ey din ışığı, bizi rüsvay etme! Diyerek mal ve haraç verdiler.
  • Bu sözün sonu görünmez. Mademki gözün sevgiliyi gördü, ver elini bana!
  • Emîr-ül Müminîn Ali Kerremallâhu Vechehu’nun, arkadaşına “Sen benim yüzüme tükürünce nefsim kabardı, savaşımda ihlâs kalmadı. Seni öldürmeme mâni buydu” demesi
  • Emirül Müminin, o gence dedi ki: “Ey yiğit! Savaşırken, 3975
  • Sen benim yüzüme tükürünce nefsim kabardı, hiddet ettim, huyum harap berbat bir hale geldi.
  • Öyle bir hale geldim ki o anda savaşımın yarısı Tanrı içindi, yarısı nefsim için. Tanrı işinde ortaklık yaraşmaz.
  • Sen Tanrı nakışısın: Seni, o, kudret eliyle yarattı, bezedi. Onunsun, benim değil.
  • Tanrı’nın nakışını yine Tanrı eliyle kır; sevgilinin camına sevgilinin taşını at!”
  • Kâfir bu sözü işitti, gönlünde öyle bir nur zuhur etti ki zünnarını kesti. 3980
  • “Ben, cefa tohumunu ekmiştim, seni başka türlü sanıyordum.
  • Halbuki sen Tanrı huylu bir teraziymişsin, hattâ her terazinin oku senmişsin!