- Halife, Leylâ’ya dedi ki: ”Sen o musun ki Mecnun, senin aşkından perişan oldu ve kendini kaybetti.
- گفت لیلی را خلیفه کان توی ** کز تو مجنون شد پریشان و غوی
- Sen başka güzellerden güzel değilsin. ” Leyla, “Sus, çünkü sen Mecnun değilsin” diye cevap verdi.
- از دگر خوبان تو افزون نیستی ** گفت خامش چون تو مجنون نیستی
- Uyanık olan daha ziyade uykudadır. Onun uyanıklığı uykusundan beterdir.
- هر که بیدار است او در خوابتر ** هست بیداریش از خوابش بتر
- Canımız Hak ile uyanık olmazsa uyanıklık, bizim için iki dağ arasındaki boğaz ve geçit gibidir. 410
- چون به حق بیدار نبود جان ما ** هست بیداری چو در بندان ما
- Canın; her gün hayalin tekmesini yemeden, ziyandan, faydadan, elden çıkarma, kaybetme korkusundan.
- جان همه روز از لگدکوب خیال ** وز زیان و سود وز خوف زوال
- Ne temizliği kalır, letafeti, ne kuvveti, ne de göklere çıkacak yolu!
- نی صفا میماندش نی لطف و فر ** نی به سوی آسمان راه سفر
- Uyumuş ona derler ki o, her hayalden ümitlenir, onunla konuşur;
- خفته آن باشد که او از هر خیال ** دارد اومید و کند با او مقال
- Uykuda Şeytan’ı Hûri gibi görür, sonra şehvetle Şeytan’a erlik suyu döker.
- دیو را چون حور بیند او به خواب ** پس ز شهوت ریزد او با دیو آب
- Nesil tohumunu çorağa dökünce uyanır, kendine gelir, hayalde ondan kaçar. 415
- چون که تخم نسل را در شوره ریختا ** و به خویش آمد خیال از وی گریخت
- O rüyadan elde ettiği baş ağrısı, sersemlik beden pisliğidir. Ah, o zahirde görünen, hakikatte görünmeyen, aslı olmayan hayalden!
- ضعف سر بیند از آن و تن پلید ** آه از آن نقش پدید ناپدید