English    Türkçe    فارسی   

1
464-473

  • Her birinin hükmü başka bir çeşittir. Bu baştan aşağıya kadar ona aykırıdır.
  • حکم‌‌های هر یکی نوعی دگر ** این خلاف آن ز پایان تا به سر
  • Birinde riyazet ve açlık yolunu tövbenin rüknü, Tanrı’ya dönüşün şartı yapmış. 465
  • در یکی راه ریاضت را و جوع ** رکن توبه کرده و شرط رجوع‌‌
  • Birinde “Riyazet faydasızdır, bu yolda cömertlikten başka kurtuluş yoktur” demişti.
  • در یکی گفته ریاضت سود نیست ** اندر این ره مخلصی جز جود نیست‌‌
  • Birinde demişti ki: “Senin açlık çekişin, mal verişin mabuduna şirk koşmadır.
  • در یکی گفته که جوع و جود تو ** شرک باشد از تو با معبود تو
  • Gam ve rahat zamanında Tanrı’ya dayanmak ve tamamıyla teslim olmaktan gayri hepsi hiledir, tuzaktır.”
  • جز توکل جز که تسلیم تمام ** در غم و راحت همه مکر است و دام‌‌
  • Öbüründe demişti ki: “Vacip olan hizmettir, yoksa tevekkül düşüncesi suçtan ibarettir.”
  • در یکی گفته که واجب خدمت است ** ور نه اندیشه‌‌ی توکل تهمت است‌‌
  • Birinde; “Dindeki emir ve nehiyler, yapmak için değil, aczimizi bildirmek içindir. 470
  • در یکی گفته که امر و نهیهاست ** بهر کردن نیست شرح عجز ماست‌‌
  • Ta ki onlardan âciz olduğumuzu görelim de Tanrı kudretini bilelim, anlayalım” demişti.
  • تا که عجز خود ببینیم اندر آن ** قدرت حق را بدانیم آن زمان‌‌
  • Öbüründe, “Kendi aczini görme, uyan, kendine gel; o aczi görüş, küfranı nimettir.
  • در یکی گفته که عجز خود مبین ** کفر نعمت کردن است آن عجز هین‌‌
  • Kendi kudretini gör ki bu kudret ondandır. Kudretini, onun nimeti bil ki, kudret odur” demişti.
  • قدرت خود بین که این قدرت از اوست ** قدرت تو نعمت او دان که هوست‌‌