- Ta ki onlardan âciz olduğumuzu görelim de Tanrı kudretini bilelim, anlayalım” demişti.
- تا که عجز خود ببینیم اندر آن ** قدرت حق را بدانیم آن زمان
- Öbüründe, “Kendi aczini görme, uyan, kendine gel; o aczi görüş, küfranı nimettir.
- در یکی گفته که عجز خود مبین ** کفر نعمت کردن است آن عجز هین
- Kendi kudretini gör ki bu kudret ondandır. Kudretini, onun nimeti bil ki, kudret odur” demişti.
- قدرت خود بین که این قدرت از اوست ** قدرت تو نعمت او دان که هوست
- Birinde demişti ki: “Bu ikisinden de geç, nazarına her ne sığarsa put olur!”
- در یکی گفته کز این دو بر گذر ** بت بود هر چه بگنجد در نظر
- Öbüründe; “Bu mumu söndürme ki bu görüş, meclise mum mesabesindedir. 475
- در یکی گفته مکش این شمع را ** کین نظر چون شمع آمد جمع را
- Eğer nazardan ve hayalden geçersen gece yarısı visâl mumunu söndürmüş olursun” demişti.
- از نظر چون بگذری و از خیال ** کشته باشی نیم شب شمع وصال
- Birinde demişti ki: “Söndür, hiç korkma ki yüz binlerce karşılığını göresin.
- در یکی گفته بکش باکی مدار ** تا عوض بینی نظر را صد هزار
- Çünkü nazar mumunu söndürmekle can mumu artar, kuvvet bulur. Sabrının yüzünden Leylâ’n Mecnun olur!
- که ز کشتن شمع جان افزون شود ** لیلیات از صبر تو مجنون شود
- Kim, zahitliği yüzünden dünyayı terk ederse dünya onun önüne çok, daha çok gelir!”
- ترک دنیا هر که کرد از زهد خویش ** بیش آید پیش او دنیا و پیش
- Başka birinde; “Hak sana ne verdiyse onu icat ederken tatlılaşmış. 480
- در یکی گفته که آن چهت داد حق ** بر تو شیرین کرد در ایجاد حق