O, İsa’nın bir renkte oluşundan koku almamıştı. O, İsa küpünün mizacından huy kapmamıştı.500
او ز یک رنگی عیسی بو نداشت ** وز مزاج خم عیسی خو نداشت
Yüz renkli elbise, İsa’nın saf küpünden saba rüzgârı gibi sade ve lâtif bir hale gelir, tek bir renge boyanırdı.
جامهی صد رنگ از آن خم صفا ** ساده و یک رنگ گشتی چون صبا
Birlikteki bu tek renklilik, insana usanç ve sıkıntı veren tek renklilik değildir. Belki o tek renk deniz gibidir, ona dalanlar da balık gibi hayat ve neşe içindedirler.
نیست یک رنگی کز او خیزد ملال ** بل مثال ماهی و آب زلال
Karada gerçi binlerce renk var, ama balıkların kurulukla cengi var!
گر چه در خشکی هزاران رنگهاست ** ماهیان را با یبوست جنگهاست
Misal olarak söylenen balık kimdir, deniz nedir ki yüce ve ulu padişah, ona benzesin!
کیست ماهی چیست دریا در مثل ** تا بدان ماند ملک عز و جل
Varlık âlemindeki yüz binlerce denizler ve balıklar, o ikram ve ihsan huzurunda secde ederler.505
صد هزاران بحر و ماهی در وجود ** سجده آرد پیش آن اکرام و جود
Nice ihsan yağmuru yağdı da deniz, inciler saçıcı bir hale geldi.
چند باران عطا باران شده ** تا بدان آن بحر در افشان شده
Nice kerem güneşi nur saçtı da bulut ve deniz, cömertlik öğrendi.
چند خورشید کرم افروخته ** تا که ابر و بحر جود آموخته
Suya ve toprağa zatının ışığı vurdu da o sebeple yeryüzü, tane ve tohum kabul eder oldu.
پرتو دانش زده بر آب و طین ** تا شده دانه پذیرندهی زمین
Toprak emindir; ona her ne ekersen ihanet görmeksizin onun cinsini toplar, devşirirsin.
خاک امین و هر چه در وی کاشتی ** بیخیانت جنس آن برداشتی