English    Türkçe    فارسی   

1
555-564

  • Bizler çocuk gibiyiz, sen bize dadısın; sen bizim üzerimize o gölgeyi döşe” demişlerdi. 555
  • Vezir dedi ki: “Ruhum dostlardan uzak değildir. Fakat dışarı çıkmaya izin yok.”
  • Emirler rica ve şefaate, müritler dil uzatmaya başladılar:
  • “Ey kerem sahibi! Bu ne kötü talih ki sensiz gönülden de yetim kalmışızdır, dinden de.
  • Sen bahaneler ediyorsun, biz ise dertle yürek yangınlığından soğuk soğuk ah edip duruyoruz.
  • Biz senin sohbetine alışmışız. Biz senin hikmet sütünle beslenmişiz. 560
  • Allah aşkına bize bu cefayı yapma; lütfet, bugünü yarına bırakma!
  • Gönlün razı olur mu, âşıkların, akıbet istifadesiz kalsınlar?
  • Hepsi de karadaki balık gibi çırpınıyorlar. Suyu aç, ırmağın bendini yık!
  • Ey zamanede nazîri olmayan zat! Allah aşkına halkın imdadına yetiş!”
  • Vezirin müritleri defetmesi