English    Türkçe    فارسی   

1
571-580

  • Cisim, kuruluğu (bu âlemi) gördü, çünkü kuruluktan (bu âlemden) doğdu; can İsa’sı, ayağını denize attı.
  • Kuru cismin yürümesi, kuruya düştü, ama canın yürümesine gelince: Ayağını denizin ta ortasına bastı.
  • Ömür kuruluk yolunda; gâh dağ, gâh deniz, gâh ova aşarak geçip gittikten sonra...
  • Abıhayatı, nerede bulacaksın; deniz dalgalarını nerede yaracaksın?
  • Kara dalgası, bizim kuruntularımız, anlayışımız ve fikrimizdir. Deniz dalgası ise kendinden geçiş, sarhoşluk ve yokluktur. 575
  • Sen bu sarhoşlukta oldukça o sarhoşluktan uzaksın. Bundan sarhoş oldukça o kadehten nefret eder durursun.
  • Zahir dedikodusu toz gibidir. Kulak gibi bir müddet dinlemeyi âdet edin!”
  • Müritlerin, halveti terk et diye tekrar ısrarla yalvarışları
  • Hepsi dediler ki: “Ey bahane arayan hakîm bu cefayı bize reva görme!
  • Hayvana takati derecesinde yük yüklet. Zayıflara iktidarları nispetinde iş havale et!
  • Her kuşun yiyeceği lokma, kendine göredir. Nasıl olur da her kuş bir inciri (bütün olarak) yutabilir? 580