- Hareketimiz de, varlığımız da senin vergindir. Varlığımız umumiyetle senin icadındır. 605
- باد ما و بود ما از داد تست ** هستی ما جمله از ایجاد تست
- Yoksa varlık lezzetini gösterdin. Yok olanı kendine âşık eylemiştin!
- لذت هستی نمودی نیست را ** عاشق خود کرده بودی نیست را
- O in’am ve ihsanın lezzetini... Mezeyi, şarabı ve kadehi esirgeme!
- لذت انعام خود را وامگیر ** نقل و باده و جام خود را وامگیر
- Esirgersen kim arayıp tarıyabilir? Nakış nakkaşla nasıl mücadele eder?
- ور بگیری کیت جستجو کند ** نقش با نقاش چون نیرو کند
- Bize, bizim ef’alimize bakma; kendi ikramına, kendi cömertliğine bak!
- منگر اندر ما، مکن در ما نظر ** اندر اکرام و سخای خود نگر
- Biz yoktuk, mücadelemiz de yoktu. Senin lütfun bizim söylenmemiş sırlarımızı da işitiyordu. 610
- ما نبودیم و تقاضامان نبود ** لطف تو ناگفتهی ما میشنود
- Nakış, nakkaşın ve kaleminin huzurunda ama karnındaki çocuk gibi âciz ve eli bağlıdır.
- نقش باشد پیش نقاش و قلم ** عاجز و بسته چو کودک در شکم
- Kudret huzurunda bütün âlem mahlûkları, iğne önünde gergef gibi âcizdir.
- پیش قدرت خلق جمله بارگه ** عاجزان چون پیش سوزن کارگه
- Kudret gergefe bazen şeytan resmi, bazen insan resmi işler; gâh neşe, gâh keder nakşeder.
- گاه نقشش دیو و گه آدم کند ** گاه نقشش شادی و گه غم کند
- Gergefin eli yok ki onu def’ için kımıldatsın; dili yok ki fayda, zarar hususunda ses çıkarsın.
- دست نه تا دست جنباند به دفع ** نطق نه تا دم زند در ضر و نفع