- Buna hoş bir cevap var; dinlersen küfürden geçer, dini tasdik eder, bana tâbi olursun:
- هست این را خوش جواب ار بشنوی ** بگذری از کفر و در دین بگروی
- Hasret ve figan, hastalık zamanındadır. Hastalık zamanı tamamı ile uyanıklık zamanıdır.
- حسرت و زاری گه بیماری است ** وقت بیماری همه بیداری است
- Hasta olduğun zaman günahından istiğfar eder durursun.
- آن زمان که میشوی بیمار تو ** میکنی از جرم استغفار تو
- Sana günahın çirkinliği görünür; iyileşince yola geleyim diye niyet edersin. 625
- مینماید بر تو زشتی گنه ** میکنی نیت که باز آیم به ره
- Bundan sonra kulluktan başka bir iş ihtiyar etmeyeyim diye ahdeylersin.
- عهد و پیمان میکنی که بعد از این ** جز که طاعت نبودم کار گزین
- Şu halde bu yakinen anlaşıldı ki hastalık sana akıllılık, bahşediyor.
- پس یقین گشت این که بیماری ترا ** میببخشد هوش و بیداری ترا
- Ey asıl arayan kimse! Şu aslı bil ki kimde dert varsa o, koku almış, dermana ermiştir.
- پس بدان این اصل را ای اصل جو ** هر که را درد است او برده ست بو
- Kim daha ziyade uyanıksa o daha ziyade dertlidir. Kim işi daha iyi anlamışsa onun benzi daha sarıdır.
- هر که او بیدارتر پر دردتر ** هر که او آگاهتر رخ زردتر
- Hakk’ın cebrinden agâh isen feryadın nerede? Cebbarlık zincirini görüşün hani? 630
- گر ز جبرش آگهی زاریت کو ** بینش زنجیر جباریت کو
- Zincire bağlanan nasıl olur da neşelenir? Hapiste esir olan nasıl hürlük eder?
- بسته در زنجیر چون شادی کند ** کی اسیر حبس آزادی کند