- Bundan sonra dördüncü kat gök üstünde, İsa’nın yanında oturacağım.”
- پهلوی عیسی نشینم بعد از این ** بر فراز آسمان چارمین
- Vezirin her emiri ayrı ayrı veliaht yapması
- ولی عهد ساختن وزیر هر یک امیر را جدا جدا
- Neden sonra o emirleri yalnız ve birer birer çağırıp her birine bir söz söyledi. 650
- و آن گهانی آن امیران را بخواند ** یک به یک تنها به هر یک حرف راند
- Her birine “İsa dininde Tanrı vekili ve benim halifem sensin,
- گفت هر یک را به دین عیسوی ** نایب حق و خلیفهی من توی
- Öbür emirler senin tâbilerindir. İsa, umumunu senin taraftarın ve yardımcın etti.
- و آن امیران دگر اتباع تو ** کرد عیسی جمله را اشیاع تو
- Hangi emir, baş çeker, tâbi olmazsa onu tut; ya öldür yahut esir et, hapse at.
- هر امیری کو کشید گردن بگیر ** یا بکش یا خود همیدارش اسیر
- Ama ben sağ iken bunu kimseye söyleme, ben ölmedikçe, reisliğe talip olma.
- لیک تا من زندهام این وامگو ** تا نمیرم این ریاست را مجو
- Ben ölmedikçe bunu hiç meydana çıkarma. Saltanat ve galebe dâvasına kalkışma. 655
- تا نمیرم من تو این پیدا مکن ** دعوی شاهی و استیلا مکن
- İşte şu tomar ve onda Mesih’in hükümleri... Bunu ümmete fasih bir tarzda oku!” dedi.
- اینک این طومار و احکام مسیح ** یک به یک بر خوان تو بر امت فصیح
- O, her emire ayrı olarak şunu söyledi: “Tanrı dininde senden başka naip yoktur!”
- هر امیری را چنین گفت او جدا ** نیست نایب جز تو در دین خدا
- Her birini ayrı ayrı ağırladı. Ona ne söyledi ise buna da onu söyledi.
- هر یکی را کرد او یک یک عزیز ** هر چه آن را گفت این را گفت نیز