English    Türkçe    فارسی   

1
668-677

  • Bir ay sonra halk dedi ki: “Ey ulular! Siz beylerden o vezirin makamına oturacak kimdir.
  • Ki biz o zatı, vezirin yerine imam ve mukteda tanıyalım. Elimizi de, eteğimizi de onun eline teslim edelim.
  • Mademki güneş battı ve bizim gönlümüzü dağladı, onun yerine çırağı yakmaktan başka çaremiz yok. 670
  • Sevgili, göz önünden kayboldu mu, onun visalinden mahrum kaldık mı, yerine birisinin vekil olması, birisinin bize yadigâr kalması gerekir.
  • Gül mevsimi geçip gülşen harap olunca gül kokusunu nereden alalım? Gül suyundan!
  • Ulu Tanrı açıkça meydan da olmadığından, bu peygamberler Hakk'ın vekilleridir.
  • Hayır, yanlış söyledim. Vekil ile vekil edeni iki sanırsan (bu) hatadır, iyi bir şey değil.
  • Sen surete taptıkça ikidir. Suretten kurtulana göre ise birdir. 675
  • Surete bakarsan gözün ikidir. Sen onun nuruna bak ki o birdir.
  • Bir adam, gözün nuruna bakarsa iki gözün nuru, birbirinden ayırt edilemez.