English    Türkçe    فارسی   

1
686-695

  • Hepimiz yayılmıştık ve bir cevherdik. Orada başsız ve ayaksızdık;
  • Güneş gibi bir cevherdik, düğümsüz ve saftık, su gibi.
  • O güzel ve lâtif nur surete gelince kale burçlarının gölgesi gibi sayı meydana çıktı.
  • Mancınıkla burçları yıkın ki bu bölüğün arasından ayrılık kalksın.
  • Mutlaka ben bunu açar, anlatırdım, fakat bir fikir bile sürçmesin, (bundan) korkarım. 690
  • Nükteler keskin bir çelik kılıç gibidir. Eğer kalkanın yoksa gerisin geriye kaç!
  • Kalkansız bu elmasın karşısına gelme. Çünkü kılıca, kesmekten utanç gelmez.
  • Ben bu sebepten kılıcı kına koydum; Ters okuyan birisi, aykırı mana vermesin.
  • Hikâyeyi tamamlamaya, doğrular topluluğunun vefakârlığından bahse geldik:
  • O reisin ölümünden sonra kalktılar, yerine bir vekil istedilerdi. 695
  • Emirlerin veliahtlık için savaşları ve birbirlerine kılıç çekmeleri