- Benim esrarım feryadımdan uzak değildir, ancak (her) gözde, kulakta o nur yok.
- سر من از نالهی من دور نیست ** لیک چشم و گوش را آن نور نیست
- Ten candan, can da tenden gizli kapaklı değildir, lâkin canı görmek için kimseye izin yok.
- تن ز جان و جان ز تن مستور نیست ** لیک کس را دید جان دستور نیست
- Bu neyin sesi ateştir, hava değil; kimde bu ateş yoksa yok olsun!
- آتش است این بانگ نای و نیست باد ** هر که این آتش ندارد نیست باد
- Aşk ateşidir ki neyin içine düşmüştür, aşk coşkunluğudur ki şarabın içine düşmüştür. 10
- آتش عشق است کاندر نی فتاد ** جوشش عشق است کاندر می فتاد
- Ney, dosttan ayrılan kişinin arkadaşı, haldaşıdır. Onun perdeleri, perdelerimizi yırttı.
- نی حریف هر که از یاری برید ** پردههایش پردههای ما درید
- Ney gibi hem bir zehir, hem bir tiryak, ney gibi hem bir hemdem, hem bir müştak kim gördü?
- همچو نی زهری و تریاقی که دید ** همچو نی دمساز و مشتاقی که دید
- Ney, kanla dolu olan yoldan bahsetmekte, Mecnun aşkının kıssalarını söylemektedir.
- نی حدیث راه پر خون میکند ** قصههای عشق مجنون میکند
- Bu aklın mahremi akılsızdan başkası değildir, dile de kulaktan başka müşteri yoktur.
- محرم این هوش جز بیهوش نیست ** مر زبان را مشتری جز گوش نیست
- Bizim gamımızdan günler, vakitsiz bir hale geldi; günler yanışlarla yoldaş oldu. 15
- در غم ما روزها بیگاه شد ** روزها با سوزها همراه شد
- Günler geçtiyse, geçip gitsin; korkumuz yok. Ey temizlikte naziri olmayan, hemen sen kal!
- روزها گر رفت گو رو باک نیست ** تو بمان ای آن که چون تو پاک نیست