English    Türkçe    فارسی   

1
714-723

  • Tahta kılıcı muharebeye götürme, ah-ü figane düşmemek için önce bir kere kontrol et;
  • تیغ چوبین را مبر در کارزار ** بنگر اول تا نگردد کار زار
  • Eğer tahtadansa, yürü, başkasını ara; eğer elmassa sevinerek ileri gel! 715
  • گر بود چوبین برو دیگر طلب ** ور بود الماس پیش آ با طرب‌‌
  • Elmas kılıç, velilerin silâh deposundandır. Onları görmek, size kimyadır.
  • تیغ در زرادخانه‌‌ی اولیاست ** دیدن ایشان شما را کیمیاست‌‌
  • Bütün bilenler, ancak ve ancak bunu böyle demişlerdir: bilen âlemlere rahmettir.
  • جمله دانایان همین گفته همین ** هست دانا رحمة للعالمین‌‌
  • Nar alıyorsan gülen (çatlak) narı al ki onun gülmesi, sana tanesi olduğunu haber versin.
  • گر اناری می‌‌خری خندان بخر ** تا دهد خنده ز دانه‌‌ی او خبر
  • O ne mübarek gülmedir ki can kutusundaki inci gibi, ağızdan gönlü gösterir.
  • ای مبارک خنده‌‌اش کاو از دهان ** می‌‌نماید دل چو در از درج جان‌‌
  • Mübarek olmayan gülme, lâlenin gülmesidir: Ağzını açınca kalbinin karalığını gösterir. 720
  • نامبارک خنده‌‌ی آن لاله بود ** کز دهان او سیاهی دل نمود
  • Gülen nar bahçeyi güldürür. Erler sohbeti de seni erlerden eder.
  • نار خندان باغ را خندان کند ** صحبت مردانت از مردان کند
  • Katı taş ve mermer bile olsan, gönül sahibine erişirsen cevher olursun.
  • گر تو سنگ صخره و مرمر شوی ** چون به صاحب دل رسی گوهر شوی‌‌
  • Temizlerin muhabbetini tâ canının içine dik. Gönlü hoş olanların muhabbetinden başka muhabbete gönül verme.
  • مهر پاکان در میان جان نشان ** دل مده الا به مهر دل خوشان‌‌