English    Türkçe    فارسی   

1
793-802

  • Şimdi şu ateş içindeki sükûn ve rahatı bulunca dünyayı ana rahmi gibi görmeye başladım.
  • من جهان را چون رحم دیدم کنون ** چون در این آتش بدیدم این سکون‌‌
  • Bu ateş içinde bir âlem gördüm ki her zerresinde bir İsâ nefesi var.
  • اندر این آتش بدیدم عالمی ** ذره ذره اندر او عیسی دمی‌‌
  • Şekli yok, kendisi var bir cihan… O zahiren var olan dünya ise sebatsız şekilden ibaret. 795
  • نک جهان نیست شکل هست ذات ** و آن جهان هست شکل بی‌‌ثبات‌‌
  • Ana, analık hakkı için gel, gir… Bu ateşin ateşlik hassası yok.
  • اندر آ مادر به حق مادری ** بین که این آذر ندارد آذری‌‌
  • Ana, gel, gir… Tam talih ve devlet zamanı… Ana, gel, gir… Devleti elinden kaçırma.
  • اندر آ مادر که اقبال آمده ست ** اندر آ مادر مده دولت ز دست‌‌
  • O köpeğin kudretini gördün. Gel de bir de Tanrı’nın lütuf ve kudretini gör.
  • قدرت آن سگ بدیدی اندر آ ** تا ببینی قدرت و لطف خدا
  • Ben sana acıdığımdan ayağını çekiyorum, yoksa neşemden zaten seni kayıracak halde değilim.
  • من ز رحمت می‌‌کشانم پای تو ** کز طرب خود نیستم پروای تو
  • İçeri gel, başkalarını da çağır ki padişah ateş içine sofra kurmuştur. 800
  • اندر آ و دیگران را هم بخوان ** کاندر آتش شاه بنهاده ست خوان‌‌
  • Ey Müslümanlar, hepiniz ateşe girin; din lezzetinden başka her şey azaptan ibarettir.
  • اندر آیید ای مسلمانان همه ** غیر عذب دین عذاب است آن همه‌‌
  • Ey ahali, hepiniz yüzlerce baharı olan bu nasibe pervane gibi gelin, atılın!” diye bağırdı.
  • اندر آیید ای همه پروانه‌‌وار ** اندر این بهره که دارد صد بهار