- Ana, gel, gir… Tam talih ve devlet zamanı… Ana, gel, gir… Devleti elinden kaçırma.
- اندر آ مادر که اقبال آمده ست ** اندر آ مادر مده دولت ز دست
- O köpeğin kudretini gördün. Gel de bir de Tanrı’nın lütuf ve kudretini gör.
- قدرت آن سگ بدیدی اندر آ ** تا ببینی قدرت و لطف خدا
- Ben sana acıdığımdan ayağını çekiyorum, yoksa neşemden zaten seni kayıracak halde değilim.
- من ز رحمت میکشانم پای تو ** کز طرب خود نیستم پروای تو
- İçeri gel, başkalarını da çağır ki padişah ateş içine sofra kurmuştur. 800
- اندر آ و دیگران را هم بخوان ** کاندر آتش شاه بنهاده ست خوان
- Ey Müslümanlar, hepiniz ateşe girin; din lezzetinden başka her şey azaptan ibarettir.
- اندر آیید ای مسلمانان همه ** غیر عذب دین عذاب است آن همه
- Ey ahali, hepiniz yüzlerce baharı olan bu nasibe pervane gibi gelin, atılın!” diye bağırdı.
- اندر آیید ای همه پروانهوار ** اندر این بهره که دارد صد بهار
- O, cemaat ortasında böylece bağırmakta; halk, sesinden heybet içinde kalmaktaydı.
- بانگ میزد در میان آن گروه ** پر همیشد جان خلقان از شکوه
- Bunun üzerine kadın, erkek kendilerini, ihtiyarsız, ateşe atmağa başladılar.
- خلق خود را بعد از آن بیخویشتن ** میفگندند اندر آتش مرد و زن
- Hem de memur olmaksızın, kimse kendilerine cebretmeksizin. Yalnız dost aşkıyla… Çünkü sevgili, her acıya lezzet verir. 805
- بیموکل بیکشش از عشق دوست ** ز آن که شیرین کردن هر تلخ از اوست
- Nihayet öyle oldu ki hademe, halkı “Ateşe atılmayınız” diye menetmeye başladı.
- تا چنان شد کان عوانان خلق را ** منع میکردند کاتش در میا